26 Eylül 2025 Cuma

18 Eylül 2025 Perşembe

BKM


Tiyatro, resim, seramik, piyano, tezhip sanatları ve yazarlık atölyesi gibi sanatsal çalışmaların yanı sıra keman, gitar, bağlama, yan flüt ve şan kursları da yeni dönemde katılımcılarla buluşacak.

Kayıtlar, 1 Eylül - 26 Eylül 2025 tarihleri arasında alınacak. Kurslar ise 1 Ekim 2025 tarihinde başlayacak.

Vatandaşlar detaylı bilgi için Zonguldak Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü’ne başvurabilir ya da 444 06 67 (Dahili: 8004) numaralı telefondan bilgi alabilirler.

                        



 

“İsrail'in suçlarını kolaylaştıran ekonomi politiğin fişini çekin”

 

İsrail'in soykırımına katkı sağlayan 15 şirket açıklandı

Uluslararası Af Örgütü’nün, İsrail’in hukuksuz işgaline, soykırımına ve diğer uluslararası hukuk suçlarına katkı sağladığını tespit ettiği 15 şirket arasında, çokuluslu ABD şirketleri Boeing ve Lockheed Martin, İsrailli silah şirketleri Elbit Systems, Rafael Advanced Defense Systems ve Israel Aerospace Industries (IAI), Çin şirketi Hikvision, İspanya merkezli demiryolu üreticisi Construcciones y Auxiliar de Ferrocarriles (CAF), Güney Koreli şirketler grubu HD Hyundai, ABD’li yazılım şirketi Palantir Technologies, İsrailli teknoloji firması Corsight ve İsrail devletine ait su şirketi Mekorot yer alıyor. Lockheed Martin bu yıl Türkiye'de düzenlenen IDEF fuarında iktidar tarafından ağırlanan şirketler arasında yer alıyordu.

Çocuklar ölürken, şirketler kâr ediyor

Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Agnès Callamard, bu 15 şirketin; sivillerin aç bırakılmasını ve toplu halde öldürülmelerini tasarlayan ve Filistinlileri on yıllardır haklarından yoksun bırakan bir hükümeti ayakta tutmaktan sorumlu olanların yalnızca küçük bir örneği olduğunu hatırlatarak, şunları söyledi:

“23 aylık aralıksız bombardıman ve süren soykırım, ayrıcalıklı ticari ilişkiler ve bağışlanamaz olanı göz ardı etmeye hazır devletler ve şirketler tarafından desteklenen sonsuz bir silah ve gözetim ekipmanı tedarikine muhtaç. Buna son verilmeli. İnsan onuru meta değildir. Filistinli anneler, İsrail’in soykırımı altında çocuklarının açlıktan solup gitmesini izlemeye terk edilirken, silah şirketleri ve diğerleri ciddi kâr etmeyi sürdürüyor."

   

2023 Fuar

Lockheed Martin, IDEF’23’te ‘Türk bayraklı F-16 Blok 70’ sergiledi

 

Film


15 Eylül 2025 Pazartesi

Hız çetesi

 Dizi sektörü için yeni bir ‘challenge’

Cep telefonları izleme şeklimizi değiştirdi. Dikey ekranda, 15-30 saniyelik videolar, dikkat süresinin kısaldığı günümüze en uygun format. Peki bu değişim içerik üretimine nasıl yansıtıyor? ‘Dikey drama’, dizi sektöründe dönüşümün habercisi olabilir mi?

  Peki, dikey format dizi sektörü açısından gerçekten bir dönüşümün fitilini ateşleyebilir mi? Ana akımla mücadele etmesi henüz zor ama ilk hedef bu değil. Hedef öncelikle, içeriklerini neredeyse tamamen dikey ekranlardan tüketen ve mobil cihazda uzun içerik yerine kısa, hızlı ve yoğun içerikleri tercih eden, Z kuşağı başta olmak üzere yeni nesil izleyiciler. Dünya genelinde mobil video izlenmelerinin yüzde 71’inin dikey formatta gerçekleştiğini düşünecek olursak göz ardı etmek mümkün değil. Şimdi mesele kaliteli prodüksiyon ve daha genel bir kitleyi dikey ekrana çekecek hikayelerle yol almak. Anladığım kadarıyla İki Dakika Creative House tam da bu iddiayla çalışıyor. Yeni Nesil Aile ile sektörün ilgisini dikey formata çekiyor. Nitekim, şimdiden ‘ünlü’ oyuncular, yönetmen ve senaristler “Biz nasıl dahil olabiliriz?” şeklinde dikkat kesilmiş durumda. Başka bir deyişle dikey format için ‘Cihangir’den telefonlar gelmeye başlamış’ bile.

 Reklamverenin gözü dikey içeriklerde

Anlaşılan o ki, dikey drama sadece bir yaratıcı deneyim değil, aynı zamanda dev bir iş fırsatı olabilir. Türkiye’de dijital reklam harcamaları 2025’te 2 milyar doları aştı ve bu bütçenin büyük kısmı mobil video içeriklere yöneliyor. Reklamverenler için dikey içerik, hem yüksek etkileşim oranları hem de kullanıcıya birebir temas fırsatı sunuyor. İlkin Kavukçu, dikey içeriklerin ölçümlenebilir bir pazar oluşturduğunu anlatıyor.

İzlerken satın alma dönemi başlıyor

Bir sonraki adım çok daha cazip gözüküyor. Dünyada giderek yaygınlaşan ‘shop the episode’ konsepti ilgimi çekiyor. Shop the episode, bir dizi ya da programda görülen ürünlerin izleyici tarafından anında satın alınması imkanını sunuyor. Yani izlediğiniz sahnedeki bir elbiseyi, kahve makinesini ya da kanepeleri tek tıkla alışveriş sepetinize ekleyebiliyorsunuz. Belli ki, markalar için yeni bir mecra geliyor. Geleneksel reklamlar izleyici tarafından atlanırken, shop the episode, içerikle bütünleşmiş bir pazarlama kanalı sunuyor. 
Gülay Afşar   Oksijen 
                          

14 Eylül 2025 Pazar

Hız

 Ekran artık dikey! 
Yakın gelecekte salonların başköşesindeki televizyonla vedalaşmak kimseyi şaşırtmayacak gibi duruyor. Zamanımızın büyük bölümünü harcadığımız telefonlar, izleme kültüründe de baskın hale geliyor; Instagram, YouTube ve X’i mobilde tükettiğimiz süre hızla artıyor.

Bugüne dek televizyonun sarsılmaz kalesi olan “diziler” söz konusu olduğunda ise çoğunluk hâlâ TV, laptop ya da tablet tercih ediyordu.

 ESTETİK DÖNÜŞÜM



Dikey ekran yalnızca teknik bir tercih değil, aynı zamanda estetik bir dönüşüm. Sinemanın geniş kadrajı yerine, yakın plan yüz ifadeleri ve sosyal medya estetiğini çağrıştıran hız/ritim öne çıkıyor. “Art-house” sinemanın sembolik arka planları geride kalırken Z kuşağının benimsediği eskizvari, doğrudan ve akış odaklı anlatı güçleniyor. Ortaya kimi zaman “cringe” bulanabilecek olay örgüleri çıksa da yeni izleyici için bu yadırgatıcı değil, aksine samimi ve süratli bir temas biçimi.



HIZIN GÖLGESİ

Dikey dizilerle görünürlüğü artan hızlı tüketim kültürü şimdiye kadar alışıldık bir akışı olan uzun süreli bölümlere sezonlara tahammülü azaltma olasılığını da beraberinde getiriyor. Anlatı derinliği, karakter gelişimi ve dramatik yapı kimi projelerde hız uğruna törpüleniyor, bu da anlık dopamin arayışını besleyen yüzeysel akışlara yol açabiliyor.

 
Meryem Parlak   Cumhuriyet 
             

13 Eylül 2025 Cumartesi

Paşaköy

 

 
Bolu Kartalkaya yangın felaketine dikkat çekmek için 78 çarşaf asıldı

Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi’nde 21 Ocak’ta meydana gelen ve 78 kişinin hayatını kaybettiği, 133 kişinin yaralandığı Grand Kartal Otel yangınına dikkat çekmek amacıyla, yangında eşi Ceren ve kızı Lalin Doğan’ı kaybeden Rıfat Doğan’ın öncülüğünde iki binanın camlarından 78 çarşaf sarkıtıldı.

İş insanı Rıfat Doğan, yangın felaketine farkındalık yaratmak için harekete geçti. Paşaköy Mahallesi’nde kayınpederine ait şirket tarafından kaba inşaatı tamamlanan iki binanın camlarına, yangında hayatını kaybeden 78 kişi için aynı sayıda çarşaf asıldı. Ayrıca binalara, yangında yakınlarını kaybeden ailelerin kurduğu “Başka Canımız Yok” Platformu’nun pankartları ile 78 kişinin isimlerini ve “İhmal Değil Olası Kast” yazısını taşıyan pankartlar yerleştirildi.

             

Müşerref

 

'Türkiyem' ile ünlenen Müşerref Akay: Şarkıyı işkence için yapmadım ki...

Türkiyem, Müşerref Akay'ın besteleyip söylediği, o dönemdeki eşi Mahmut Tezcan'ın sözlerini yazdığı bir şarkı. Yedi general tarafından sipariş edilen şarkı, 12 Eylül döneminin sembol şarkılarından biri oldu.

Türkiyem, o dönemde cezaevlerinde işkence aracı olarak kullanıldı. Kendisi de bu tanıklardan olan Anadolu Müzik'in sahibi Cem Yılmaz, şarkının haklarını bir daha albümü yapılmasın ve söylenmesin diye satın aldı.

Müşerref Akay, şarkıyı TRT'de Türk bayrağından yapılmış bir elbise ve şapkayla seslendirdi. Gırgır dergisi kapağını bu konuya ayırdı ve o kapak nedeniyle dergi kapatıldı. Kapatılma gerekçesinde, 'Yaşlı, çirkin, menhus bir kadının üzerine bayrak çizerek Türk bayrağına hakaret' edildiği yazılarak Oğuz Aral hakkında 2.5 yıl hapis istendi.

Şarkının sözleri şöyle:  

2022 

12 Eylül 2025 Cuma

Ne yazdılarsa yaptılar;

  

                                  Temiz Eller - Hakan Gürsoytrak 
       
...24 ocak kararlarının eksik yönlerinin 12 Eylül iktidarı tarafından tamamlanması beklenmektedir. Yani KİT’ler ıslah edilmeli, vergi reformu yapılmalı, endüstriyel ilişkiler sosyal adalet ve barış ilişkileri ışığında düzenlemelidir. Ekonomi liberalleştirilmeli, yabancı sermayeye kolaylıklar tanınmalı, devletçilik ancak zaruri hallerde başvurulacak bir uygulama olmalıdır. Ekonomi yeniden yapısallaştırılırken, dünya ekonomisi ile kaynaşmaya geçilmelidir. Çağdışı kambiyo himayeleri bırakılmalı, adım adım Türk lirası konvertibiliteye itilmelidir. Bütçenin açık finansmanından vazgeçilmeli, para basımına siyasi müdahalelerden vazgeçilmelidir. Gereksiz istihdamla devlet kadroları şişirtileceğine işsizlik sigortası ile gerçekçi bir sosyal güvenlik sistemine gidilmelidir. Tutarlı ve kanımızca ülke için yararlı olan budur.” 
Milliyet Gazetesi Başyazısı
18 Kasım 1980 (Darbeden iki ay sonra)

11 Eylül 2025 Perşembe

Kapanış 22 Mart 2026

 Robert Capa’nın “Gerçek En İyi Fotoğraftır” Sergisi  Ara Güler Müzesi’nde 

Robert Capa'nın 

Unutulmaz Fotoğrafları


10 Eylül 2025 Çarşamba

Yıl 2003

 "Politik tüketici uyuyan bir devdir.
 Bu kitap devin nasıl uyandırılacağını gösteriyor."
 Ulrich Beck   

Film

 

Filyos Ateş Tuğla Fabrikası

 3 yılda yapıldı, 75 yıl hizmet etti, 7 günde yıkıldı

Cumhuriyetin en önemli sanayi tesisi olarak 1938’de hizmete başlayan Karabük Demir Çelik Fabrikasının refrakter tuğla ihtiyacını karşılamak üzere 1945’te temeli atılıp 1948’de üretime başlayan Filyos Ateş Tuğla Fabrikası, özelleştirilerek, 1997’de, çok ortaklı bir firmaya devredildi. Daha sonra Demir ailesinin eline geçen fabrikanın 2023’de üretimine son verildi. İki aile arasındaki alışveriş nedeniyle İş İnsanı Teoman Papila’ya devredilen fabrikanın üretim birimleri geçtiğimiz yıllarda Düzce’ye taşındı.

BİR HAFTA İÇİNDE ANA BİNA VE EKLENTİLERİ YIKILDI

Çeşitli kısımları birinci, ikinci ve üçüncü derece sit alanı üzerinde olan fabrika, 75 yıllık hizmetinin ardından yıkılmaya başladı. Bir hafta içinde ana bina etrafındaki bazı eklentileri yıkılan fabrikadan geriye yalnızca bacası ve etrafındaki mimari önem taşımayan bazı binalar kaldı.

ENDÜSTRİ MİRASI OLARAK MUTLAK KORUNMASI GEREKİYORDU

Zonguldak ve Filyosluların hatırasındaki yeri, kentin ekonomik sosyal gelişimine yaptığı hizmet, ülke ekonomisine sunduğu katkı, mimari özellikleri ve erken cumhuriyet döneminin bir eseri olması nedeniyle, bir endüstri mirası olarak mutlak korunması gereken fabrika, 7 günde resmen yok edildi.
 
33 DÖNÜM ALAN İMARA MI AÇILACAK?

BEÜ - Kütüphane / 11-12 Eylül

BEÜ - Kütüphane / 11-12 Eylül

 

9 Eylül 2025 Salı

Keşke bizde de olsa!

Oscar Ödüllü Oyunculardan İsrailli Şirketlere Boykot: İşbirliği Yapmayacağız

“A Pledge Against Complicity” (Suç Ortaklığına Karşı Bir Taahhüt) başlıklı bildiri, 1987 yılında Jonathan Demme ve Martin Scorsese öncülüğünde Güney Afrika’daki ırkçı rejime karşı başlatılan “Filmmakers United Against Apartheid” girişiminden ilham alıyor. O dönemde 100’den fazla önde gelen film yapımcısı, filmlerinin Güney Afrika’da gösterilmesini reddetmişti.
 Bildiriye imza atan sanatçılar, Kudüs Film Festivali, Hayfa Uluslararası Film Festivali, Docaviv ve TLVFest gibi İsrail hükümeti ile ortaklık içinde olan film festivallerinin yanı sıra, İsrailli sinema salonları, yapım şirketleri ve yayıncı kuruluşlarla çalışmayacaklarını duyurdu
 Boykot kararına imza atan BAFTA ödüllü yapımcı James Wilson ve I, Daniel Blake filminin yapımcısı Rebecca O’Brien, şu açıklamada bulundu:
 
“On yıllardır İsrailli festivaller, yayıncılar ve yapım şirketleri, İsrail’in savaş suçlarını ve sistemini maskelemede rol oynadı. Bazıları doğrudan hükümet ortaklıklarıyla bunu yaptı. Çalışmalarımızın bu amaçla kullanılmasını reddediyoruz.”

Bildiride ayrıca boykotun İsrailli bireyleri hedef almadığı, kurumsal işbirliğini reddetmeyi amaçladığı özellikle vurgulanıyor.

8 Eylül 2025 Pazartesi

Londra'da Yargıçlar Vardır!

 Banksy yeni eseriyle Londra'da: Yasaklanan "Palestine on Action" grubuna atıfta bulunuyor 
 7 Eylül sabahı eserin fark edilmesinin ardından Banksy de eserin kendisine ait olduğunu Instagram hesabından paylaştığı fotoğrafla doğruladı ve paylaşımına “Royal Courts Of Justice. London.” notunu ekledi. Sanatçı yeni eseriyle Filistin Eylemi (Palestine on Action) platformunun yasaklanmasına karşı Londra'da düzenlenen protestoda yaklaşık 900 kişinin gözaltına alınmasına atıfta bulunuyor.

Mine Söğüt, 2014

 


7 Eylül 2025 Pazar

2015 / Bartın

 Rıfat Ilgaz:  
"Bu Hükümet TÜSİAD Hükümetidir"
 
Bartın Gazetesi'nin 11 Temmuz 2012 tarihli sayısında yer alan bir haberde Rıfat Ilgaz'ın 12 Eylül darbesinden bir gün sonra 13 Eylül 1980 günü Bartın Gazetesi'ne "Bu Hükümet TÜSİAD Hükümetidir" başlıklı makale gönderdiği açıklandı. 

1977-1980 yılları arasında Bartın Gazetesi'nin köşe yazarı olan Rıfat Ilgaz'ın son makalesi konusunda gazetede şu satırlar yer aldı:
"12 Eylül cuntası tarafından Cide'deki evinden alınarak elleri kelepçeli şekilde 28 Mayıs 1981 gecesi Kastamonu Et-Balık Kurumu'ndan bozma hapishaneye götürülerek yazılarının bedeli ödetilmek istenen Rıfat Ilgaz'ın gazetemize 13 Eylül 1980'de gönderdiği, ancak 13 yıl sonra "Bu Hükümet TÜSİAD Hükümetidir" makalesini ölümünden bir hafta önce yayınlayabilmiş, onu da göremediği için defnedilirken mezarı üzerine koymuştuk." 

                                  

6 Eylül 2025 Cumartesi

sessizlik

  
Kültür sanat alanında sessizlik gerçekten bozuldu mu?
Gerçek bir değişim istiyorsak, sadece bireysel ifşalarla değil; yapının kendisini sorgulayarak ilerlemeliyiz. Konservatuvarlarda taciz, toplumsal cinsiyet ve etik konuları zorunlu eğitim olarak müfredata girmeli örneğin. Hoca–öğrenci ilişkisi yeniden tanımlanmalı; "usta–çırak" romantizminin ve istismarın arkasına saklanmamalı. Orkestralarda ve kurumlarda etik komiteler oluşturulmalı. Sanatçılar arasında dayanışma ağları kurulmalı, özellikle genç sanatçılar için güvenli alanlar yaratılmalı. Sendikal yapıların güçlenmesi, hukuki ve psikolojik destek mekanizmalarının kurulması ise olmazsa olmazdır. Ve belki çok basit ama ilk adım; suçlular korunmamalı.

Burada gördüğümüz tablo, aslında sadece sanat alanına özgü de değil. Şiddet ve taciz toplumumuzda dayanışmanın azalmasının bir semptomu. Bugün ‘mobbing’, ‘taciz’ ya da ‘emekçiler arası şiddet’ dediğimiz şeyleri tekil olaylar olarak görmek bizi yanıltır; hepsi aynı güvencesiz ve rekabetçi sistemin ürünü. Çıkış yolu da bireysel vakaları tek tek cezalandırmaktan değil, birbirimiz için kaygılanmayı, dayanışmayı ve kolektif bir “biz”i yeniden inşa etmekten geçiyor. Ancak bu şekilde hem emek hem de sanat dünyasında gerçek bir dönüşüm mümkün olabilir.

Sanatı, bu dünyayı değiştirme gücüne sahip bir araç olarak gördüğümüz için, değişimi sağlamak adına yalnızca bireysel suçları sorgulamakla yetinmemeli, aynı zamanda tüm sektörü, güç ilişkilerini ve yapısal eşitsizlikleri de sorgulamalıyız. Ancak bu şekilde gerçek anlamda “özgürleşmiş” ve adil bir sanat dünyası yaratabiliriz. O zaman sanat, sadece var olanı yansıtmakla kalmaz, aynı zamanda onu dönüştürme, yeni bir gerçeklik inşa etme gücüne de sahip olur.

Gerçek bir dönüşüm, yalnızca cesur ifşalarla değil, onları izleyen radikal yapısal müdahalelerle mümkün. İşte o zaman evet, sessizlik bozuldu diyebiliriz. Ama şimdilik sadece ilk çatlaktayız gibi duruyor. 
 GÜNSELİN SEDA ÇETİNKAYA 
                       

 

4 Eylül 2025 Perşembe

Ağustos 2025 < 2018

 

 Şirket Suçları, El Altından Şirket Kurtarmalar
ve Özgürlüğün Ölümü

2 Eylül 2025 Salı

Dayanışma

 Sergi Odası arşivine üç koli DVD film geldi! 

Gökhan Karabacak, (Zonguldak) Sergi Odası Arşivi'ne 200'e yakın DVD, CD film bıraktı. Daha önce Metin Kaya bini aşkın DVD bağışlamıştı. Sergi Odası, yaklaşık iki yıldır Salı Sineması ve Belgesel Sinema (kışın Cumartesi günleri) başlığı altında büyük perdede film gösterileri düzenliyor.  


1 Eylül 2025 Pazartesi

Bartın

HACIKÖY 4. KÜLTÜR FESTİVALİ
Akpınar - Bartın














Okul bugünlere böyle geldi: